Пропускане към основното съдържание

Публикации

Selvi Boylu Minaresiyle Servi (Sevlievo) ÇOBANOĞLU CAMİSİ

Selvi Boylu Minares iyle  Servi (Sevlievo) Kasabası  ÇOBANOĞLU CAMİSİ “Selvi... Karşıdan görünen sevimli minareleri... Türklerden kalma saat kulesi, köprüsü, hükûmet konağı ile bir Türke daha mûnis, daha muhabbetli gibi görünüyor.” Sözleriyle başlıyor 1923 senesinde “Deliorman” gazetesinde yayınlanan “Razgrad’dan Plevne’ye” başlıklı yazı. Devamında kasabadaki Sultan Abdülaziz devrine ait görkemli taş köprüden, Selim Paşa hayrâtı olan çeşmelerden, 1193/1779-1780’de yapılan saat kulesinden, dört sınıflı Türk mektebinden ve gayretli müftüsü Hâfız Sâbit Efendiden söz ediyor... Aslında Servi/Selvi (Sevlievo) kasabası Koca Balkan’ın hemen hemen eteklerinde bulunan bir Türk yerleşim yeridir. 922/1516 yılından kısa bir zaman önce Türklerin iskân edilmesiyle kurulmuştur. Tabiî, civarda başka Türk köyleri de kurulmuş; Akıncılar, Malkoçlu, Ali Fakih, Çadırlı, Ulûfeci gibi isimler tamamen Türklük, fetih, evlâd-ı fâtihân kokuyor. 1516 yılında 18 hanelik yeni bir Türk yerleşim yeri olan Niğb
Скорошни публикации

Mücadeleci Gazeteci ve Çanakkale Gazisi: MAHMUT NECMEDDİN DELİORMAN

Mücadeleci Gazeteci ve Çanakkale Gazisi MAHMUT NECMEDDİN DELİORMAN (1897-1973) Bulgaristan Türklerinin kültürel hayatında önemli bir yeri olan Mahmud Necmeddin (Deliorman), ömrünü gazetecilikle geçiren biri olmakla beraber siyasî ve toplumsal faaliyetlerde de bulunan bir şahsiyettir. Görüş ve çalışmaları sebebiyle Bulgaristan’da yaşadığı dönemde farklı tartışmalar içerisinde yer almış aydının kişiliği, eserleri ve fikirlerinin tanınması, Bulgaristan Müslümanları tarihinin daha iyi anlaşılması açısından önem arz etmektedir.  Mahmut Necmeddin, 1897/1898 yılında Razgrad şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Hâfızoğulları sülâlesinden Ahmed Ağanın oğlu saraç Salih Efendi, annesi ise Kırımlı Hacı Hasan kızı Ayşe Hanımdır. İlk ve orta (rüşdiye) eğtimini doğduğu şehirde alan Mahmut Necmeddin, Balkan Savaşları sonrasında 16 yaşındayken Sofya’ya gitmiş ve orada Türkçe yayınlanan “Tunca”, “Resimli Türk Sadası” ve “Türk Sadası” gazetelerinde stajyer olarak çalışarak haber toplamış, tercüm

Prof. Dr. Hüseyin Ayan Hocanın Vefatına Tarih

تاريخ وفات پير ادبيات ديوان  اويان اى خواب غفلته دالوب اويويان انسان  رمضان گلييور باق گونلردن رابع شعبان  بو دار فنادن اوچدى بر اولاد فاتحان  نوابلينك آردندن گوز ياشى دوكدى محبان  دوشدى فدائى وفاتنه تاريخ عيان بيان  گوچدى باغ جنانه آه ايدوب حسين عيان  ٤ شعبان المعظم ١٤٤٣ - ٧ مارت ٢٠٢٢    Târih-i Vefât-ı Pîr-i Edebiyât-ı Dîvân  Uyan ey hâb-ı gaflete dalıp uyuyan insan  Ramazân geliyor bak günlerden râbi-i Şa'bân  Bu dâr-ı fenâdan uçtu bir evlâd-ı fâtihân  Nüvvâblının ardından gözyaşı döktü muhibbân  Düştü Fedâî vefâtına târîh ayân beyân  Göçtü bağ-ı cinâna âh edip Hüseyin Ayân  4 Şaban 1443/7 Mart 2022 7 Mart 2022 tarihinde Ankara'da vefat eden Şumnu Akdere köyü doğumlu Nüvvâb Medresesi mezunu, Eski Türk Edebiyatı üstadı Prof. Dr. Hüseyin Ayan merhumun hayatı hakkında kısa bilgi için bkz: https://halhaber.blogspot.com/2022/03/rof-dr-huseyin-ayan.html

PROF. DR. HÜSEYİN AYAN

  95’lik Nüvvâblı İlim Adamı PROF. DR. HÜSEYİN AYAN Bulgaristan Türklerinin hayatında Şumnu’daki Nüvvâb okulunun çok özel bir yeri var. Yetiştirdiği değerli değerli insanlarla bu okul, toplumumuzun can damarı olduğu gibi, Bulgaristan sınırları dışında da büyük hizmetler sunmuştur. Bunun güzel örneklerinden biri berhayat olup Ankara’da ikamet eden Prof. Dr. Hüseyin Ayan’dır. Şumnu iline bağlı büyükçe Türk köylerinden Akdere (Byala Reka)’da 21 Mart 1927 tarihinde dünyaya gelen Hüseyin Mustafa Halil, köyün eşrafı denebilecek Molla Hüseyinler sülâlesindendir. Büyük dedeleri Molla Hüseyin İstanbul medreselerinde tahsil görmüştür. Babası Gullam Mustafa ise köylerindeki Türk rüşdiyesinde bir müddet okumuş, ancak Balkan Savaşları sebebiyle kapanınca okulu tamamlayamamıştır. Yarıda kalan bu ilim aşkıyla oğlu Hüseyin Mustafa (Ayan), köylerinden olan Nüvvâb Medresesi hocası İsmail İbrahim (Akdere)’nin de yönlendirmesiyle ortaokul eğitimi almak üzere Şumnu’daki Medrese-i Aliye öğrencisi olmu

Живот отдаден на образованието: ЕМРУЛЛАХ ЕФЕНДИ

Живот отдаден на образованието: ЕМРУЛЛАХ ЕФЕНДИ (1878-1941)   Как човек прекарва живота си е важно, но също така е от значение и завършекът му. В това отношение животът на учения и учителя Емруллах ефенди е прекрасен пример. Той отдава целия си живот на образованието и издъхва в процеса на обучаване на религиозни кадри за мюсюлманите в България. Кой е този толкова отдаден на образованието човек? Емруллах ефенди е роден на 15 април 1878 година в делиорманското село Пристое (Юсуфханлар). Баща му Фейзуллах хаджи Хасан е родом от гр. Малатия, Турция. В османския период той идва в Североизточна България като данъчен служител, но след време се задомява с мома от с. Пристое и по време на Руско-турската война се заселва в същото село, където служи като учител. За съжаление, Фейзуллах ефенди починал млад и 9-годишният му син Емруллах осиротял. А когато станал на 12 години, починала и горката му майка. Кръглият сирак Емруллах израснал под опеката на братята си и след завършване на нача

ŞUMNU NÜVVÂB MEKTEBİ MÜDÜRÜ EMRULLAH EFENDİNİN DİPLOMASI NEREDE?

  ŞUMNU  NÜVVÂB MEKTEBİ MÜDÜRÜ  EMRULLAH EFENDİNİN DİPLOMASI NEREDE? Bulgaristan Müslümanları, Osmanlı döneminde olduğu gibi, Bulgaristan’ın Osmanlı devletinden ayrılıp müstakil devlet olma aşamasına girmesinden sonra da eğitim ve bilhassa dinî eğitim almak için en önemli merkez olarak payitaht İstanbul’u görmüşlerdir. Bu yüzden orada okumuş olmak ayrıcalık kabul edilmiştir. Nitekim Osmanlı dönemi ve sonrasındaki yarım asır boyunca İstanbul medreselerinde ve hatta diğer okullarda eğitim görmüş birçok tanınmış şahsiyet Bulgaristan Türk toplumuna hizmet etmiştir. Bulgaristan bağımsızlığını ilân edip Osmanlı devleti tarafından tanınmasıyla Müslümanlar İstanbul ile bağlarını bir şekilde devam ettirseler de gidiş gelişlerdeki zorluklar, zaman zaman devletler arasında yaşanan gerginlikler, Türklerin yeni Bulgaristan’ı vatan olarak görmeye başlamaları ve kurulan yapıyı benimseyip kendilerini gidici değil de kalıcı olarak görmeleri sonucunda İstanbul’da eğitim alma imkânları günden güne azal

ŞAHİT OLUN Kİ, BİZ MÜSLÜMANIZ!

  ŞAHİT OLUN Kİ, BİZ MÜSLÜMANIZ! Yüce Allah’ın insanlığa verdiği en büyük nimet; barış, teslimiyet, huzur ve selâmet anlamlarına gelen İslâm’dır. İnsanı yükselten bu muhteşem nimet sadece Müslümanların mahsustur. Bu yüzden Müslüman olmak ayrıcalıktır, üstünlük vesilesidir. İslâm, kalp ile tasdik etmektir, aynı zamanda sözle ikrar edilmesi de gereken bir inançtır, devamında ise davranışlarla desteklenmesi gerekir. Bundan dolayı bir insanın Müslüman olabilmesi için Allah Teâlâ’ya ve insanlar arasından seçerek gönderdiği son peygamberi Hazreti Muhammed’e inanması gerektiği gibi, bu inancını ikrar edip ilân etmesi de lâzım gelir. İslâm’ın getirdiği hakikatlere bütün kalbiyle inanan ve onun ilkelerine uyan insanların Müslüman olarak adlandırılması gelişigüzel bir şey değildir, bu isim bizzat Allah tarafından verilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: “ Allah, Kur’ân’dan önceki kitaplarda da Kur’ân’da da size “Müslümanlar” adını verdi ki, Peygamber size şahit olsun, siz de ins