95’lik Nüvvâblı İlim Adamı
PROF. DR. HÜSEYİN AYAN
Şumnu iline bağlı büyükçe Türk köylerinden Akdere (Byala Reka)’da 21 Mart
1927 tarihinde dünyaya gelen Hüseyin Mustafa Halil, köyün eşrafı denebilecek Molla
Hüseyinler sülâlesindendir. Büyük dedeleri Molla Hüseyin İstanbul
medreselerinde tahsil görmüştür. Babası Gullam Mustafa ise köylerindeki Türk
rüşdiyesinde bir müddet okumuş, ancak Balkan Savaşları sebebiyle kapanınca okulu
tamamlayamamıştır. Yarıda kalan bu ilim aşkıyla oğlu Hüseyin Mustafa (Ayan),
köylerinden olan Nüvvâb Medresesi hocası İsmail İbrahim (Akdere)’nin de
yönlendirmesiyle ortaokul eğitimi almak üzere Şumnu’daki Medrese-i Aliye
öğrencisi olmuştur. Burasını dört yılda başarıyla bitirince 1942 yılında Nüvvâb
Medresesinin tâlî/lise kısmına kaydolmuştur. 1946 yılında okuldan başarıyla
mezun olup âlî/yüksek kısmına da başlamış, fakat komünizmin ülkeyi istilâ
etmeye başlaması, Nüvvâb üzerindeki baskılarını artırması üzerine yüksek
eğitimine ara vermiştir.
Hakkında hazırlanan bir akademik derginin özel sayısında yapılan
mülâkatlardan anlaşıldığına göre, Hüseyin Efendi, 1946 yılı güzünde Akdere’deki ilkokula
öğretmen olarak atanmış, fakat bu sadece bir yıl sürmüştür. Türkleri Anavatana göç etmeye sevk
ediyor diye tutuklanmış ve sonrasında tutuksuz yargılanma kararı çıkmıştır. Bu durumda
köyünde kalamadığı için Kotel belediyesinde bir köyde öğretmen olmuş, ama
burada bir sene geçmeden askere alınmıştır. Bir buçuk yıl sonra terhis olup köyüne
dönmüş, fakat 1950’nin ilkbaharında Kızanlık toplama kampına götürülmüştür.
Dört yıl süren davası beraatla sonuçlandığı için Ekim 1950’de serbest
bırakılmıştır. Bundan sonra köyünde yeniden öğretmen olmuşsa da fırsatını
bulunca ailece Nisan 1951’de Türkiye’ye göç etmişlerdir.
Türkiye’de önceden göç eden akrabalarının yanına gidip Ceyhan’ın Mustafabeyli köyüne yerleşmişlerdir. Orada biraz tarımla uğraştıktan
sonra önce geçici olarak İskân Müdürlüğünde, sonra da Tapu ve Kadastro
Müdürlüğünde memur olarak farklı şehirlerde çalışmıştır. Bu arada Ankara
Üniversitesinde hukuk okumaya başlamış, lâkin hem çalışmak hem de okumak zor
olduğu için eğitimine ara vermek zorunda kalmıştır. Ama ilim iştiyakı devam
ettiğinden 1959 yılında Erzurum Üniversitesinde edebiyat öğrenimine başlamış ve
eğitime odaklanabilmek için belirli bir zaman sonra memuriyetten ayrılmıştır.
Öğrenciliği yıllarında kütüphanede görev yapan Hüseyin Ayan, üniversiteden
mezun olunca mezun olduğu fakültede bir yıl sekreterlik yapmış, 1964 yılında ise
Eski Türk Edebiyatı alanında asistan olmuştur. Akademik kariyerine böyle
başlayan Hüseyin Ayan Hoca, doktorasını yapmak üzere Ankara Üniversitesine
gitmiş ve ünlü şair Nesimî üzerine yaptığı doktora tezini 1970 yılında
savunmuştur. Tekrar Erzurum’daki bölümüne dönüp nesilleri eğitmeye koyulmuştur.
1974 yılında Fransa’ya giderek Sorbona’da Fransızca öğrenmiş, kütüphanlerde de
araştırmalar yapmıştır. Dönünce 1975 yılında doçent unvanı almıştır. 1983
yılında ise profesör olmuştur.
Yıllarca Erzurum’da mezun olduğu fakültede ders veren Hüseyin Ayan, 1985
yılı başında Elazığ Fırat Üniversitesi kadrosuna geçmişse de 1985 yılı güzünde Konya
Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanlığına atanmıştır. Daha sonra aynı
üniversitenin Eğitim Fakültesi kadrosuna girmiş, akabinde de Isparta Süleyman
Demirel Üniversitesinde geçmiş ve Burdur Eğitim Fakültesi profesörü olarak 1998
yılında emekli olmuştur. Ancak hocalıktan kopamadığı için tekrar Konya’ya
gelmiş, orada yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin derslerine girmiştir. En
son, ileri yaşına rağmen, Kazakistan’daki Ahmed Yesevi Üniversitesinde ders
vermiştir.
19 Ocak 2022 tarhinde tanışıp evinde misafir olduğumuz Hüseyin Ayan Hoca ile... Arkada konuşan ise kıymetli öğrencisi şair ve yazar Veli Sarıkamış... |
“Öğrenci babası” bir hoca olan Prof. Dr. Hüseyin Ayan, derslerinde son
derece titiz ve disiplinli olup akademik çalışma yapacak öğrencilerine ayrı bir
önem vermiştir. Yaklaşık 40 yıllık akademik kariyeri sırasında klasik Türk
edebiyatı alanında 15 kadar doktora tezi yönetmiş ve yüzlerce akademisyenin
yetişmesine katkı sağlamıştır. Kişiliği Şumnu’daki Nüvvâb’ta mayalanan Hoca,
binlerce öğrencisine Osmanlıca öğretmiş, eski Türk edebiyatını tanıtmış ve
sevdirmiş, böylece Türk dili ve edebiyatı öğretmen orudusunun yetişmesinde
kalıcı izler bırakmıştır.
Arapça, Farsça, Fransızca, Bulgarca ve Rusça bilen Hüseyin Ayan Hoca,
mütevazı, sevecen, paylaşımcı ve dürüst bir kişilik sahibidir. 20’ye yakın kitap
yazmış, yüz civarında ilmî makale ve bildirisi basılmıştır. Akademik alanıyla
ilgili makalelerinin yanı sıra, Bulgaristan Türklerinin hakları ve kültürü ile
ilgili çalışmaları da yayınlanmıştır.
Hüseyin Ayan Hoca, birinci evliliğinden sonra Aralık 1971’te Gönül Hanım ile evlenmiş ve yarım asırdır aynı yastığa baş koyan iki profesör hâlen Ankara’da yaşamaktadırlar.
Bu cümleyle tamamlamıştım "Müslümanlar" dergisinin Şubat 2022 tarihli 2. sayısındaki yazımı. Ama bugün (7 Mart 2022) kara haber tez duyulduğu için Nüvvâb'ın son temsilcilerinden biri olan Akdereli değerli ilim adamı Prof. Dr. Hüseyin Ayan Hocanın fanî dünyadan alem-i ebediyete göç ettiğini öğrendim. Mekânın cennet olsun güler yüzlü güzel insan...
V. Ahmed
Коментари
Публикуване на коментар