Пропускане към основното съдържание

Публикации

Показват се публикации от септември, 2021

Живот отдаден на образованието: ЕМРУЛЛАХ ЕФЕНДИ

Живот отдаден на образованието: ЕМРУЛЛАХ ЕФЕНДИ (1878-1941)   Как човек прекарва живота си е важно, но също така е от значение и завършекът му. В това отношение животът на учения и учителя Емруллах ефенди е прекрасен пример. Той отдава целия си живот на образованието и издъхва в процеса на обучаване на религиозни кадри за мюсюлманите в България. Кой е този толкова отдаден на образованието човек? Емруллах ефенди е роден на 15 април 1878 година в делиорманското село Пристое (Юсуфханлар). Баща му Фейзуллах хаджи Хасан е родом от гр. Малатия, Турция. В османския период той идва в Североизточна България като данъчен служител, но след време се задомява с мома от с. Пристое и по време на Руско-турската война се заселва в същото село, където служи като учител. За съжаление, Фейзуллах ефенди починал млад и 9-годишният му син Емруллах осиротял. А когато станал на 12 години, починала и горката му майка. Кръглият сирак Емруллах израснал под опеката на братята си и след завършване на нача

ŞUMNU NÜVVÂB MEKTEBİ MÜDÜRÜ EMRULLAH EFENDİNİN DİPLOMASI NEREDE?

  ŞUMNU  NÜVVÂB MEKTEBİ MÜDÜRÜ  EMRULLAH EFENDİNİN DİPLOMASI NEREDE? Bulgaristan Müslümanları, Osmanlı döneminde olduğu gibi, Bulgaristan’ın Osmanlı devletinden ayrılıp müstakil devlet olma aşamasına girmesinden sonra da eğitim ve bilhassa dinî eğitim almak için en önemli merkez olarak payitaht İstanbul’u görmüşlerdir. Bu yüzden orada okumuş olmak ayrıcalık kabul edilmiştir. Nitekim Osmanlı dönemi ve sonrasındaki yarım asır boyunca İstanbul medreselerinde ve hatta diğer okullarda eğitim görmüş birçok tanınmış şahsiyet Bulgaristan Türk toplumuna hizmet etmiştir. Bulgaristan bağımsızlığını ilân edip Osmanlı devleti tarafından tanınmasıyla Müslümanlar İstanbul ile bağlarını bir şekilde devam ettirseler de gidiş gelişlerdeki zorluklar, zaman zaman devletler arasında yaşanan gerginlikler, Türklerin yeni Bulgaristan’ı vatan olarak görmeye başlamaları ve kurulan yapıyı benimseyip kendilerini gidici değil de kalıcı olarak görmeleri sonucunda İstanbul’da eğitim alma imkânları günden güne azal

ŞAHİT OLUN Kİ, BİZ MÜSLÜMANIZ!

  ŞAHİT OLUN Kİ, BİZ MÜSLÜMANIZ! Yüce Allah’ın insanlığa verdiği en büyük nimet; barış, teslimiyet, huzur ve selâmet anlamlarına gelen İslâm’dır. İnsanı yükselten bu muhteşem nimet sadece Müslümanların mahsustur. Bu yüzden Müslüman olmak ayrıcalıktır, üstünlük vesilesidir. İslâm, kalp ile tasdik etmektir, aynı zamanda sözle ikrar edilmesi de gereken bir inançtır, devamında ise davranışlarla desteklenmesi gerekir. Bundan dolayı bir insanın Müslüman olabilmesi için Allah Teâlâ’ya ve insanlar arasından seçerek gönderdiği son peygamberi Hazreti Muhammed’e inanması gerektiği gibi, bu inancını ikrar edip ilân etmesi de lâzım gelir. İslâm’ın getirdiği hakikatlere bütün kalbiyle inanan ve onun ilkelerine uyan insanların Müslüman olarak adlandırılması gelişigüzel bir şey değildir, bu isim bizzat Allah tarafından verilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: “ Allah, Kur’ân’dan önceki kitaplarda da Kur’ân’da da size “Müslümanlar” adını verdi ki, Peygamber size şahit olsun, siz de ins

Deliorman’ın Yanık Sesli Hocası: NUTFULLAH RECEB

  Del iorman’ın Yanık Sesli Hocası: NUTFULLAH RECEB (d. 1931)   Bazı insanlarda ilim vardır, bazılarında ise irfan... En güzeli bunların ikisine de sahip olmaktır. Ancak herkesin bu iki haslete sahip olma imkânı bulunmuyor. İlim sahibi olup da irfandan mahrum olan insan değerli olmakla birlikte kusurludur. Pek fazla ilim sahibi olmasa da halk irfanına sahip olan kişi, noksanlarına rağmen, her zaman ilme istekli ve ilim sahiplerine gıptayla ve hürmetle bakmaktadır. Pek fazla mektep görmeyip mürekkep yalamayan, ama Deliorman odalarında ilim ve irfan sahibi insanlar etrafında bulunarak terbiye gören güzel insanlardan biri 90 yaşındaki Nutfullah Recebov’tur. Nutfullah Aga ile tanışıklığımız 25 yıl öncesine uzanıyormuş... “Uzanıyormuş” diyorum, çünkü fakir unutmuş, ama 90’lık delikanlı Nutfullah Receb unutmamış ve 25 sene sonra görüştüğümüzde “Hocam, sen filân sene Işıklar (Samuil)’de yapılan güreşlere giderken bizim camiye uğradın ve bize namaz kıldırdın” diyerek çeyrek asır önceki