ŞAHİT OLUN Kİ, BİZ MÜSLÜMANIZ!
Yüce Allah’ın
insanlığa verdiği en büyük nimet; barış, teslimiyet, huzur ve selâmet
anlamlarına gelen İslâm’dır. İnsanı yükselten bu muhteşem nimet sadece
Müslümanların mahsustur. Bu yüzden Müslüman olmak ayrıcalıktır, üstünlük
vesilesidir.
İslâm, kalp ile
tasdik etmektir, aynı zamanda sözle ikrar edilmesi de gereken bir inançtır,
devamında ise davranışlarla desteklenmesi gerekir. Bundan dolayı bir insanın
Müslüman olabilmesi için Allah Teâlâ’ya ve insanlar arasından seçerek
gönderdiği son peygamberi Hazreti Muhammed’e inanması gerektiği gibi, bu
inancını ikrar edip ilân etmesi de lâzım gelir.
İslâm’ın
getirdiği hakikatlere bütün kalbiyle inanan ve onun ilkelerine uyan insanların
Müslüman olarak adlandırılması gelişigüzel bir şey değildir, bu isim bizzat
Allah tarafından verilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: “Allah, Kur’ân’dan önceki kitaplarda da Kur’ân’da da
size “Müslümanlar” adını verdi ki, Peygamber size şahit olsun, siz de insanlara
şahit olasınız”. Bu açıdan bakıldığında mübarek “Müslüman”
ismini taşımak bizim için şeref ve gurur vesilesidir.
Bulgaristan
Cumhuriyetindeki Müslümanlar, ülkemizin eşit haklı vatandaşlarıdır. Bu bakımdan
diğer vatandaşlar gibi bizler de vicdan hürriyeti ve istediğimiz dini seçme
hakkını sağlayan millî kanunlara tâbiyiz. Bundan da öte bu kanunlarımız, dinî
inanç ve düşüncelerimizi serbestçe ifade etme hakkımızı da garanti etmektedir.
Hatta Nüfus Sayımı Kanunu gibi bazı kanunî düzenlemeler bizden dinimiz hakkında
bilgi vermemizi, yani hangi dine mensup olduğumuzu açıklamamızı istemektedir.
Bu ise bir kez daha Müslüman olduğumuzu ifade ve ikrar etmek için önemli bir
fırsattır, hatta sorumluluktur. Çünkü bizler, kanun hükümlerine uyarak hangi
dine mensup olduğumuzu beyan etmekle birlikte açık bir şekilde kimliğimizi de
belirlemiş ve belirtmiş olmaktayız, ayrıca inancımızda emin olduğumuz,
kendimize saygı duyduğumuz ve sorumluluğumuzun farkında olduğumuz konusunda
ortaya iyi bir örnek koymuş olmaktayız. Bizim bu davranışımız, eşit haklı
fertleri olduğumuz toplumun gelişmesi için yapılacak analiz ve tespitlerin
doğru ve sağlıklı bir şekilde yapılmasına da katkı sağlamaktadır.
Kalbimizdeki köklü
inancı ifade etmekten kaçınmak, kararsızlık ve şüphe anlamına geldiği gibi,
kendimize ve topluma karşı sorumsuzluğun da ifadesidir, belki de korku ve
ikiyüzlülük göstergesidir. Böyle bir tutum ise iman nimeti, İslâm’ın izzeti ve değerlerimizin
güzelliğiyle şereflendirilen Müslümana asla yakışmaz.
İşte bu sebeple
yurdumuzdaki her Müslümana hitap ederek sorumlu davranmaya ve Eylül ayı
içerisinde yapılan nüfus sayımına katılmaya davet ediyorum. Bunu da mümkün
mertebe elektronik yolla yapmaya gayret etmeliyiz, mümkün olmadığı takdirde ise
sayım görevlilerinin anket sorularına emin bir şekilde cevap vererek
yapmalıyız. Özellikle dinimiz sorulduğunda net olarak “Müslümanım!” demeli ve
sayım yapanları buna şahit tutmalıyız. Tıpkı ayet-i kerimede ifade edildiği
gibi, “Şahit olun ki, biz Müslümanlarız!” demeliyiz. Çünkü bizim
için Müslüman olmaktan büyük gurur kaynağı yoktur, elhamdülillâh!
Vedat
S. Ahmed
Коментари
Публикуване на коментар