Пропускане към основното съдържание

Публикации

Показват се публикации от юни, 2018

Съветът на духовните водачи: НЕПРЕДПРИЕМАНЕТО НА ДЕЙСТВИЯ СРЕЩУ ПРОКУРОР ПОПОВА ВРЕДИ НЕ САМО НА МЮСЮЛМАНИТЕ

Съветът на духовните водачи (СДВ), в който членуват главните мюфтии и председателите на Висшия мюсюлмански съвет (ВМС) на Мюсюлманско изповедание в Република България от годините на прехода, заседава по искане на ВМС. Оглавяваният по право от настоящия главен мюфтия Съвет е един от най-авторитетните органи на Изповеданието и се свиква при изключителни поводи. В заседанието, което се проведе на 28 юни т. г. в централния офис на Мюсюлманско изповедание в София, участваха главният мюфтия д-р Мустафа Хаджи, председателят на ВМС Ведат С. Ахмед, бившите главни мюфтии Фикри Сали и Селим Мехмед, бившите председатели на ВМС Хюсеин Карамолла и Ридван Кадьов. Поводът за свикването на СДВ бяха изключително важни проблеми, които стоят в дневния ред на Мюсюлманско изповедание, а именно ненамерилото достоен отговор от съответните институции ислямофобско изказване на прокурор Недялка Попова във връзка с т.нар дело срещу 13-те имами и предложенията за промени в Закона за вероизповеданията, внесени

DİNİMİZ ÜZERE SABİT KIL ALLAHIM!

يَا مُقَلِّبَ القُلُوبِ ثَبِّت قَلْبِي عَلَى دِينِكَ “ Yâ mukallibe ’ l - kulûb ! S ebbit kalb î alâ d î nike ! ” “Ey kal b leri dilediği tarafa döndüren ! K albimi dinin üzere sabit kıl !” İmam Tirmizî’nin Enes (r.a.)’tan rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimizin sıkça “Ey kal b leri dilediği tarafa döndüren ! K albimi dinin üzere sabit kıl !” sözleriyle Rabbimize yalvarıp yakardığı bildirilmiştir. Bu duruma hayret eden Enes (r.a.), bir defasında Gönüller Tabibi Efendimize dönerek “Yâ Rasûlâllah, söylediklerine, getirdiklerine şeksiz şüphesiz inanıyoruz. Ancak sen bizim hakkımızda tereddüdün, korkun mu var?” diyerek sorucu olmuştur. Buna cevaben Sevgili Peygamberimiz: “Evet, kalbler Allah’ın parmaklarından iki parmağı arasındadır ve onları istediği gibi evirip çevirir.” buyurmuştur. Kalb, Arapça bir kelime olup evrilip çevirilen, dönen anlamlarını taşımaktadır. Kalpler, bazen güneşe, bazen karanlığa dönebiliyor. Bazen hafif bir rüzgârdan etkilenebiliy

90 YAŞINDAKİ CANLI TARİHİMİZ DR. İSMAİL CAMBAZOV’A VEFA

Resim: Salih Şabanov Başmüftülüğün Yayınlar Dairesi 28 Haziran 2018, Perşembe günü saat 18:00’de Dr. İsmail Cambazov için “vefa” programı düzenleyecek. Programın moderatörü Yüksek İslâm Şurası Başkanı Vedat S. Ahmed ve konuşmacıları da eski Başmüftü Selim Mehmed ve gazeteci yazar Sabri Alagöz olacak. Nedir bu vefa programı? diye soranlarımız olabilir… Çünkü toplumlar “kıymetlilerinin” değerini çoğu zaman onları kaybettikten sonra anlar. Yıllar sonra “kıymetlimizdir” diye andıkları kişilere hayatta iken hak ettikleri saygıyı vermezler çoğu zaman. İsmail Cambazov da toplumumuzun kıymetlilerinden biri. Son yıllarda çevremdeki çoğu insanın hep şikâyet ettiğini duyuyorum. Başından geçen onca zorluğa ragmen, Cambazov’u hiç şikâyet ederken duymadım. Hatta o kadar ki, hep yol arar, yol yoktur dedikleri yerlerde bile. Yol gösterir. Yazar. Bilgilerini, tecrübelerini paylaşır. İlim adamıdır. Yalnızdır ilim adamları. Ama şikayet etmez, “Cahillerin yanına düştüm diye üzülmeyeceksin.

Üç Devrin Adamı: İSMAİL CAMBAZOV

Muhterem Hocam İsmail Cambazov gibi 90 yıllık dallı budaklı bir çınarı bir sayfacıkta anlatmanın zorluğunu yaşayarak bu satırları kaleme aldığımı öncelikle belirtmeliyim. İsmail Cambazov, 10 Haziran 1928 tarihinde Kırcaali’nin Eğri-dere (Ardino) belediyesine bağlı Halaçdere (Brezen) köyünde Müslüman-Türk ailesinde dünyaya gelmiştir. Çarlık devrinde ilkokulu köyünde okuduktan sonra rüşdiyeyi Kırcaali’de bitirmiştir. Ardından ağabeyinin okuyup mezun olduğu Şumnu’daki Nüvvâb Medresesinden 1948 senesinde mezun olmuştur. O zorlu şartlarda Rodoplar’dan kalkıp Deliorman’da eğitim görmek her babayiğidin harcı değildir. Ama o, kendisini saran ilim aşkıyla sahip oldukları kıt kanaat imkânlarla, Nüvvâb’ı sadece başarıyla bitirmekle kalmamış, okulun önde giden, parlak ve aktif öğrencilerinden olmuştur. Daha o yıllarda teşkilâtçı özellikleri gelişmeye başlamıştır. Ancak İsmail Hoca, kaleme aldığı Medresetü’n-Nüvvâb anılarında bu süreci geniş bir şekilde anlattığı üzere o yıllarda büyük üstat