Allah’a, gayba inanmak insanın genlerine kodlanmıştır.
Her insan inançlıdır. Bu bazen açığa vurulmuş, bazen potansiyel bir durumdadır.
İnanç, doğru bir şekilde olabildiği gibi, yanlış da
olabilir. Doğru inancın kaynağı Allah’tır. Din, peygamberler ve kutsal kitaplar
doğru inancı öğretmek ve gönüllere nakşetmek için vardır.
İnsanoğlu, doğru inanç ile asırlardır bağ kurmuş olmasına
rağmen, farklı etkenler yüzünden doğru inancın oluşturduğu ana caddeden ayrılıp
ara sokaklara göz atmaya meraklanmıştır. Bu, aşırı meraka dönüştüğünde insanın
felâketi olmuştur. Zira ıssız ara sokaklarda kaybolmuş, önüne çıkan “yol
göstericiler” ancak biraz daha batağa saplanmasına ve ana caddeye çıkmada
yardımcı olacak ışığa ulaşamadığından orada boğulup kalmasına sebep
olmuşlardır.
Doğru inanç, nurludur, hemen fark edilir, onu görmemek
mümkün değil, ancak görmezlikten gelinebilir. Yanlış inançlar ise karanlıktır. Bazen
karanlıkta kuyruklu yıldızların hareketlerine benzer parıltılar da oluşabilir,
bunlar yanıltıcıdır. O yüzden insan, inancını seçerken titiz davranmalı; kendisini
doğru inanca götürecek güneş, ay ve sabit yıldızlar varken, düşmekte olan
kuyruklu yıldızların peşine takılmamalıdır.
Bozuk, yanlış inanç ve buna dayalı davranışlar olarak
ifade edebileceğimiz hurafeler, geceleyin ortaya çıkan kuyruklu yıldızlar
gibidir. İnsanın dikkatini çeker, ama daha sonra karanlıkta kayboluverirler.
Doğrusu onlarda da bir gerçeklik, yani parıltı var, ama bu sadece dikkatleri
çekmek için. O yüzden insanın o kayan yıldızı bilmesinde bir sorun olmaz, ama
peşine takılması sonunu getirir. Kur’ânî anlayışla sihir/büyü ilmini bilmek yasak
değil, ancak büyü yapmak, ister iyilik, ister kötülük için olsun, haramdır.
Peygamber Efendimizin ifadesiyle nazar değmesi haktır.
Bunun Kur’ân ve dua okumakla tedavisi mümkündür. Ancak nazara karşı boncuk
takmak, haram ve yasaktır. Zira birincisi yardımın asıl kaynağı olan Allah’ın
adıyla tedavidir, diğeri ise yardımın kaynağı olan Allah’ın tasvip etmediği,
hatta Ona ortak koşma derecesinde şirke varan bir davranıştır.
Dolayısıyla
tahrif edilmiş, bozulmuş inanç ürünü hurafelerden uzak durmak, insanın gönlüne
huzur ve şifa veren doğru ve sağlam inanca sahip olmak demektir.
Коментари
Публикуване на коментар