Пропускане към основното съдържание

AİLE BİZATİHÎ DEĞERDİR VE DEĞERLER AŞILAR



Topulumun çekirdeği ailedir. Aile doğru bir şekilde kurulur ve normal olarak varlığını sürdürürse, o zaman toplumda refah, barış ve huzur hâkim olur. Maalesef günümüz toplumunun bu nitelikleri taşıdığını rahatlıkla söyleyemeyiz. Şüphesiz, bunun esas sebebi, ailevî değerlerin ve genel anlamda ailenin bozulmaya yüz tutmuş olmasıdır.
Bugün pekçok gencimiz, tahsilli, enerji dolu ve müteşebbis ruha sahip olmalarına rağmen, aile kurma cesareti ve sormluluğunu kendilerinde bulamamaktadır. Ailelerin, özellikle de sağlıklı ailelerin olmayışı ise yalnızlık, değer kaybı, hata ve günahlar, ahlâkî ve kanunî normları çiğnemek, gelecek nesilleri yok etmek ile sonuçlanmaktadır. Bu yüzden, insanlığın devamı ve nesillerin temelini dinin oluşturduğu genel kabul görmüş değerlere göre yetiştirilmesi için toplumumuz, bütün unsurlarıyla birlikte, sağlam ve üretken aileler kurmaya gayret etmelidir.
Aileleri şekillendirme, destekleme ve güçlendirme misyonu bulunan dindar insanlar ve dinî kurumların toplumun inşası ve sağlam ailelerin kurulması hususunda çok önemli rolleri var. Gençleri teşvik etmek ve korkularını gidermek suretiyle genç yuvaların kurulmasına katkı sağlayabilirler. Kaldı ki, bu sadece gençler için geçerli değil. Zira bugün ileri yaşta yalnızlık çeken nicelere şahidiz ki, kendilerine münsaip, yaşlılığın sevinç ve kederini paylaşabilecekleri hemdertlerini bulamamaktadırlar. Allah’ın üzerlerine yüklediği sorumluluğun farkında olan insanların rolü işte tam burada belirmektedir. Misyonumuz, İslâm’ın kurallarına uygun değişik teşebbüs ve etkinlikleri ortaya koyarak şerî kurallara ve insanlığın son dini İslâm’ın ruhuna uyan Müslüman ailelerin kurulmasına katkıda bulunmaktır. Bu açıdan bakıldığında ailelerin, İslâm’ın tebliğ ettiği haysiyet ve namus, evlilik ve nikâh, sevgi ve saygı gibi değerlere yaslanması son derece mühimdir. Bu, ailelerin toplumun temel taşı olarak korunmasını temin edecektir.
Bu hususlar, özellikle günümüzde büyük önem arz etmektedir. Çünkü görüyoruz ki, İslâm’ın da zirveye çıkardığı temel insanî değerlerin muhafazası için yapılan kanunlarla cinsiyet kavramına sosyal ve ne idüğü belirsiz tanımlar getirme gayretleri ailenin ve aşılaması gereken değerlerin temellerini dinamitlemektedir.
Unutmayalım! Aileyi yıktık mı, toplum çöker, biz de altında kalarak mahvoluruz.

Vedat S. Ahmed


Коментари

Популярни публикации от този блог

Selvi Boylu Minaresiyle Servi (Sevlievo) ÇOBANOĞLU CAMİSİ

Selvi Boylu Minares iyle  Servi (Sevlievo) Kasabası  ÇOBANOĞLU CAMİSİ “Selvi... Karşıdan görünen sevimli minareleri... Türklerden kalma saat kulesi, köprüsü, hükûmet konağı ile bir Türke daha mûnis, daha muhabbetli gibi görünüyor.” Sözleriyle başlıyor 1923 senesinde “Deliorman” gazetesinde yayınlanan “Razgrad’dan Plevne’ye” başlıklı yazı. Devamında kasabadaki Sultan Abdülaziz devrine ait görkemli taş köprüden, Selim Paşa hayrâtı olan çeşmelerden, 1193/1779-1780’de yapılan saat kulesinden, dört sınıflı Türk mektebinden ve gayretli müftüsü Hâfız Sâbit Efendiden söz ediyor... Aslında Servi/Selvi (Sevlievo) kasabası Koca Balkan’ın hemen hemen eteklerinde bulunan bir Türk yerleşim yeridir. 922/1516 yılından kısa bir zaman önce Türklerin iskân edilmesiyle kurulmuştur. Tabiî, civarda başka Türk köyleri de kurulmuş; Akıncılar, Malkoçlu, Ali Fakih, Çadırlı, Ulûfeci gibi isimler tamamen Türklük, fetih, evlâd-ı fâtihân kokuyor. 1516 yılında 18 hanelik yeni bir Türk yerleşim yeri olan Niğb

Mücadeleci Gazeteci ve Çanakkale Gazisi: MAHMUT NECMEDDİN DELİORMAN

Mücadeleci Gazeteci ve Çanakkale Gazisi MAHMUT NECMEDDİN DELİORMAN (1897-1973) Bulgaristan Türklerinin kültürel hayatında önemli bir yeri olan Mahmud Necmeddin (Deliorman), ömrünü gazetecilikle geçiren biri olmakla beraber siyasî ve toplumsal faaliyetlerde de bulunan bir şahsiyettir. Görüş ve çalışmaları sebebiyle Bulgaristan’da yaşadığı dönemde farklı tartışmalar içerisinde yer almış aydının kişiliği, eserleri ve fikirlerinin tanınması, Bulgaristan Müslümanları tarihinin daha iyi anlaşılması açısından önem arz etmektedir.  Mahmut Necmeddin, 1897/1898 yılında Razgrad şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Hâfızoğulları sülâlesinden Ahmed Ağanın oğlu saraç Salih Efendi, annesi ise Kırımlı Hacı Hasan kızı Ayşe Hanımdır. İlk ve orta (rüşdiye) eğtimini doğduğu şehirde alan Mahmut Necmeddin, Balkan Savaşları sonrasında 16 yaşındayken Sofya’ya gitmiş ve orada Türkçe yayınlanan “Tunca”, “Resimli Türk Sadası” ve “Türk Sadası” gazetelerinde stajyer olarak çalışarak haber toplamış, tercüm

HASKÖY'DEKİ TARİHÎ ESKİ CAMİMİZ

Hasköy’de Bulunan Adı Üstüne ESKİ CAMİ Bulgaristan’ın güney kısmında bulunan Rodop dağlarının kuzey eteklerinde, Trakya ovasında bulunan Hasköy (Haskovo) şehri, Osmanlı üst düzey devlet yöneticilerinden birinin hası olarak küçük bir yerden büyük bir şehre dönüşmüştür. Edirne’nin fethi ile aynı yıllarda Osmanlı ordusu tarafından fethedilen Çirmen sancağı kapsamındaki yerleşim yerlerinden biridir. Osmanlı idaresinin son yıllarına kadar meşhur panayır yeri Uzunca-âbâd (Uzuncaova)’ya izafeten Uzunca-âbâd-ı Hasköy olarak bilinen yerleşim yeri, bir kaza merkezi olarak önceleri Çirmen ve Silistre sancaklarına, daha sonra da Filibe sancağına bağlanmıştır. Hasköy’ün tam fetih tarihi net olmamakla birlikte 1360’lı yıllarda olduğu tahmin edilmektedir. Bu yöreler, Sultan I. Murad döneminde Saruca Paşa tarafından fethedilmiştir. Bölgenin fethinden sonra bir taraftan imar edilen, diğer taraftan da Anadolu’dan getirilen Türklerle iskân edilen yerleşim yerleri arasında Hasköy de bulunmak