İSİMLERİ UĞRUNA...
Yazımızın başlığı bana ait değil, o bir alıntı. 10 yılı aşkın bir zaman önce Rodop dağlarının yetiştirdiği değerli gazeteci Salih Bozov’un bir kitabı yayınlandı ve aynı kitap daha sonra geçen ay kaybettiğimiz yazarımız İsmail Çavuşev hocamız tarafından tercüme edilerek yukarıdaki başlık altında Türkçeye kazandırıldı. Kitap, Bulgaristan’da yaşayan Müslüman-Türk topluluğunun isimlerini koruma uğruna verdikleri mücadeleyi anlatmak için köy köy gezme sonucunda kaleme alınmış ve din, dil ve kültürün bir üst kimliği olarak isim ön plana çıkarılarak bunun korunması için verilen mücadele anltılmıştır. Yazıma başlık olarak seçtiğim bu kitap, kimliğimizin somut resmi olan isim için verilen mücadelede zulme uğrayanların, hakları uğruna gözüne budaktan esirgemeyen mütevazı, ama son derece haysiyetli ve şerefli olmalarına rağmen, unutturulmaya çalışılan/unuttuğumuz köylülerimizin, hemşerilerimizin, mücahitlerimizin yazılı âbidesidir.
İsimler uğruna neler verilmedi ki... Canlar verildi, kanlar akıtıldı, sevdalar yok edildi, mallar harcandı, hânümânlar yıkıldı. Çünkü isimler sadece bir isimler sözlüğünden seçilerek birbirimizi çağırmaya yarayan sıfatlar değildi. İsimlerimiz bizi tarif ediyor, biz de isimlerimizi tanımlıyorduk. İsimler, bizim kimliğimizin rengi, varlığımızın ahengi olma özelliğini taşıyordu. Elest bezminde Rabbimizle sözleşmemizi akdederken bu güzel isimlerimizle imzamızı atmıştık. İrciî emri gelip mezara konduğumuza da yeniden dirilip Yaratanımızın huzuruna çıktığımızda da yine aynı mübarek isimlerimizle çağırılacaktık. O yüzden ismimizi, kendimizi, sözleşmemizi unutmamak için doğar doğmaz kulaklarımıza Allah ve sevgili Peygamberimizin ismi ile birlikte onların da sevdiği güzel ismimiz haykırılıyordu. Sakın ha... Seni var eden Allah’ı unutmayasın, Hazreti Muhammed’in seni ebedî mutluluğa götürecek kutlu elçi olduğunu unutmayasın, sen Ahmed’sin, sen Fatme’sin, bunun kıymetini bil, buna göre yaşa demekti bu. Aynı zamanda eğer Rabbini unutur, Peygamberini terkedersen, ismini de kaybedersin, kendini kaybedersin demek anlamına geliyordu bunlar. Nitekim öyle de oldu...
Akıllı insan ibret alır, başkalarının yaşadıklarından sonuç çıkarır. Bugün
bizler, dün yaşananlardan ibret almalıyız. İllâ bizim de başımıza gelsin,
tecrübe edip görelim dersek, zarardan başka bir şey görmeyiz.
Öyleyse isimlerimizi uğruna bilinçli bir koruma mücadelesini Müslüman-Türk
toplumunun fertleri olarak herbirimiz vermeliyiz. İsim, dindir... İsim,
dildir... İsim, medeniyettir... İsmimiz, resmimiz ve cismimizdir...
Vedat S. Ahmed
Коментари
Публикуване на коментар