Пропускане към основното съдържание

Публикации

Показват се публикации от май, 2018

AYDOS BAYEZİD-I VELİ CAMİSİ

Bulgaristan’ın doğusunda Koca Balkan dağlarının Karadeniz ile birleştiği bölgede denize 30 km mesafede bulunan Aydos (Aytos) kasabası asırlarca önemli bir stratejik konuma sahip olmuştur. O yüzden zaman zaman saldırılara uğramış, tarümar edilmiştir. En büyük darbelerden birini 1206 yılında Haçlı ordularından alan Aydos kalesi, uzun zaman toparlanamamıştır. Sultan Murad Hüdavendigâr öncülüğündeki Osmanlı askeri tarafından 1368 yılında savaşsız fethedilen kasaba gelişerek XVI. asırda 7-8 bin nüfuslu önemli bir kaza merkezi hâline gelmiştir. Kasaba ve bölgede yoğun Türk nüfusu yaşamakla birlikte eskiden beri gayr-ı müslimler çoğunluktur. Evliya Çelebi, kasabayı ziyaretinden bahsederken 5 mahalle ve 5 mihraplı olduğunu bildirmektedir. Başka kaynaklarca teyit edilen mahalle sayısına ilâveten bir gayr-ı müslim, bir de Kıptî mahallesi söz konusudur. Bazı vakıf belgelerini incelemek suretiyle tespit edebildiğimize göre, kasabada en az 7 cami varmış. Şöyle: Daha önce Varaka Gâzî mahallesi...

NE ZAMAN HAKKA RÜCÛ EDECEĞİZ

Mehmed Fikri (1908-1941) - Resim: Hikmet Efrahim - Bizi kim yarattı? - Yerleri, gökleri, canlı ve cansız bilumum mahlûkâtı yaratan Allah... - Acaba niçin yarattı? - Beni bilip kulluk etsinler diye. Oh, ne kadar ulvî ve şerefli bir gâye-i hilkat (yaratılış amacı)... Pek âlâ, biz, Allah'ı bilip kulluk ediyor muyuz? - Hayır, aziz din kardeşim hayır... Biz, Onu hakkıyla bilemiyoruz ve lâzım olduğu kadar kulluk edemiyoruz. Lafta: O, büyük; biz, küçük... Küçüğün büyüğe itâati lâzım... Fakat, biz, hiç de oralarda değil!.. Yıllardır, kendi boş kafalarımızı dinliyoruz. “Nefs-i emmâre” gemilerine binerek, seyyiât deryalarına açıldık, gidiyoruz. Kudurmuş hevesât-ı nefsâniye (nefsin istekleri) dalgaları üzerimize saldırıyor, bir lahzada bin gark (boğulma) tehlikesi atlatıyoruz. Fakat aşk olsun bize ki “Ölüm var, dönüm yok!..” dedik de hep gidiyoruz. - Nereye gidiyoruz? - Bindiğimiz geminin kaptanına sor! - Kaptan kim? - “Nefs-i emmâre” gemisinin kaptanı kim olacak?.. Şe...

İnanç ve Direncin Destanlaştığı, Mağlubiyetin Zaferleştiği Yer: PLEVNE

Birkaç yıl önce yayınlanan bu yazımı mevzubahis olan eserin yazarı Mehmed Niyazi'nin vefatı üzerine bu sayfada da yayınlamayı münasip gördüm.  Rahmet-i Rahmâna vesile olur ümidiyle...      Tuna nehri akmam diyor   Etrafımı yıkmam diyor. Şanı büyük Osman Paşa Plevne'den çıkmam diyor. Usta kalem ve fikir adamı Mehmed Niyazi’nin kaleme alıp 2011 yılında İstanbul’da Ötüken Neşriyat tarafından neşredilen 390 sayfalık “PLEVNE” adlı tarihî roman, insanı uzaklara, 135 yıl geriye, ama belki de çok yakın da sayılabilecek bir tarihî geçmişe, bizim mâzîmize götürüyor. Mâzîmize götürüyor ki, bugünümüzü iyi değerlendirip istikbalimizi ayan görelim. Aksi takdirde harplerin toz duman ettiği harabelere, maneviyatı gitmiş harabâta dönmek hiç de zor olmasa gerek. Şair ne güzel söylemiş:  N e harâbî ne harabâtîyim / Kökü mâzîde olan âtîyim. “PLEVNE”, yazarın özellikle “Çanakkale Mahşeri” ve “Yemen! Ah Yemen” adlı eserlerinin bir devamı niteliğin...